Özelleştirme geliri nedir
Bu veri tabanında Türkiye’nin de dahil olduğu Dünya Bankası tarafından düşük ve orta gelir düzeyi olarak kategorize edilen bir grup ülkede, altyapı sektörlerinde, yani telekomünikasyon, enerji, ulaştırma ve su alanlarında gerçekleşen özel sektör yatırımlarına ilişkin veriler sunulur. Dönem içerisinde atılan diğer önemli kurumsal adımları arasında 1994’te Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın, 1997’de Rekabet Kurumu’nun kurulması sayılmalıdır.
Önce bu ölçütleri kullanarak özelleştirmeyi birbirini takip eden üç döneme ayıracağım. ÖİB, bu süreçte işletme hakkı devri, gelir ortaklığı modeli veya diğer hukuki yöntemleri ayrı ayrı ya da bir arada kullanarak özelleştirmeyi tamamlamayı hedefliyor.
Ayrıca, “yedieminlik faaliyetleri”nin özelleştirilmesi için de çalışmalar sürüyor ve bu işlemlerin 31 Aralık 2025’e kadar bitirilmesi planlanıyor.
Sonuç Özelleştirmelerin büyüklüğü ölçülürken kullanılan başlıca araç özelleştirmelerden devletin elde ettiği gelirin büyüklüğüdür. Özel sermaye gruplarının kamu imkanlarından çok daha geniş finansman olanakları bulabilmesi ve yatırımları arttırması umuluyordu. Toplamda, satışlardan elde edilen gelirlerin büyük bölümü gayrimenkul ve işletme/tesis satışlarından sağlandı.
Bu ayrımda başlıca iki yöntem öne çıkar. Reforming Turkish Energy Markets: Political Economy, Regulation and Competition in the Search for Energy Policy. Şekil 6’ya bakıldığındaysa 2015 senesinde toplam 29,9 milyar dolarlık yetkilendirme ödemesi 7 alındığı ve bu senenin rekor kırdığı görülüyor. Kamu harcamalarını kısma ve gelirlerini artırma adına imalat, tarım ve madencilik alanındaki kamu yatırımları kısıldı, KİT ürünlerine zamlar yapıldı.
Devlet altyapı yatırımlarıyla özel sektörün verimli imalat faaliyetlerini kolaylaştıracak, elindeki imalat firmalarını özelleştirecekti. 2024'te 8 Cumhurbaşkanı Kararı ile çeşitli hizmet ve kuruluşlar, özelleştirme kapsam ve programına alındı. 3. Bu verilerde, özel sektörün işletme yetkisi alabilmek için devlete yaptığı ödemeler ve yetki aldıktan sonra yaptığı fiziksel sermaye yatırımlarını ayrı ayrı incelemek mümkündür (Şekil 6).
2013 senesinde kaydedilen 12,48 milyar dolarlık özelleştirme geliri zirvesinden sonraki senelerde sert bir düşüş gözlemleniyor. 1980’ler ve 1990’lar boyunca özelleştirme hedeflerinin başarılamamasının ardındaki etkenler nelerdi? 2001 sonrası dönem, 1990’lardan daha net bir biçimde blok satış yönteminin baskınlığını yansıtır.
Literatürde özelleştirmenin amaçlarından sermaye piyasalarının geliştirilmesine daha uygun olan aracın halka arz, hükümet için gelir yaratma amacına daha uygun olan aracınsa blok satış olduğu ifade edilmektedir. Dünya Bankası’nın sağladığı altyapı yatırımları verilerinin geliştirilerek kapsamlı sektörel yatırım serilerinin oluşturulması ve bu serilerin kamu yatırımlarıyla karşılaştırmalı bir biçimde ele alınması özelleştirme araştırmalarını daha iyi bir konuma taşıyacaktır.